“110 milyon ton molozun depolama alanları doğru belirlenmeli”
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine uygun olarak depolanmaktadır.Ancak mevcut acil durum “Hafriyat bir an önce kaldırılmalıdır. Halk sağlığını etkilememeli, doğal yaşamı bozmamalı” dedi.
“Kazı içeriği insan ve çevre sağlığını etkileyecek”
Yıkılan binaların meskende çimento, kum, yalıtım malzemeleri, asbest, boya, her türlü ahşap, giysi, yatak, elektronik malzeme, plastik, metal, mineral gibi malzemeler içerdiğini kaydeden Ortaş, “Yıkılması gereken malzemeler var. yıkılan hastane ve fabrikalarda çöpe gitmesin.En önemlisi tarım alanı olduğu için eczaneler gibi zirai ilaç, gübre ve diğer kimyasal bazlı maddelerin satıldığı birçok iş yeri var.
Çok farklı niteliklerde kimyasal ve biyolojik malzemelerin bulunacağı hafriyatın depolanacağı yerlerin seçimi büyük önem taşıyor.” Depolanacak yerlerin tarım alanları ve sulak alanlara yakın yerlerde olmaması gerektiğini belirten Ortaş, hafriyatın bırakılacağı yerin jeolojik yapısının değerli olduğunu belirterek, “Depolama alanı sızıntı yapmayacak kalitede olmalı. malzemedeki toksinler ve zararlılar.
Yağmurdan sonra malzemedeki toksinler yer altı sularıyla beslenen göl, gölet, nehir ve derelere karıştırılmamalıdır. Hafriyat depolama alanlarının belirlenmesinde bilimsel formüller kullanılmalıdır. Özellikle bölgedeki barajlar, topoğrafya ve jeoloji dikkate alınmalı ve depolama alanları belirlenmelidir. Ayrıca tarım alanları depo alanı olarak kullanılmamalıdır. Bu kapsamda uzman jeologların uygun göreceği çöp ve kazı alanlarına dökülmelidir.
Yıkılan ve yıkılacak binalarla birlikte tahmini 110 milyon ton hafriyat bekleniyor. Binaların çimento kalitesinin düşük olması nedeniyle beton parçaların toza dönüşebildiğine ve uzun yaz döneminde kuruyacak olan hafriyat tozlarının rüzgarlar tarafından bitkilere taşınarak fotosentezi ortadan kaldırabileceğine ve bitki büyümesini engelleyebileceğine işaret eden Dr. Üretim sahaları ve eczane hafriyatları başka yerlerde depolanabilir” dedi.
“Sular ve sulak alanlar korunmalıdır”
Toksik elementler içeren malzemelerin endemik doğal yaşamın yok olmasına neden olacak alanlara bırakılmasının flora ve hayvan varlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğine işaret eden Ortaş, şunları kaydetti: Kuşların yaşam alanları olduğunu hatırlatarak, Amanos Dağları’nın vatan olduğunu ifade etti. birçok endemik bitkinin
haberbahsili.com.tr