Yaşam

Bilim Dünyasının Konuştuğu 26 Yaşındaki Türk: 4 Milyar Yıl Öncenin Gizemini Çözdü!

Harvard Üniversitesi Fizik Bölümü’nde doktorasını tamamlamak üzere olan 26 yaşındaki Furkan Öztürk, yaşamın 4 milyar yıl önce nasıl başladığına dair gizemlerden birini ortaya çıkardı. Öztürk’ün keşfi bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Büyük keşfi öven Nobel ödüllü bilim insanı Jack Szostak, keşfi ‘çığır açan’ olarak nitelendirdi.

Genç Türk fizikçinin çalışması, saygın akademik yayınlarda ‘çığır açan bir keşif’ olarak duyurulmaya başlanırken, keşfin Dünya’da yaşamın nasıl başladığından uzaydaki yaşama kadar pek çok gizeme ışık tutması bekleniyor.

Fransız kimyager Louis Pasteur, 1848 yılında, yaşam için gerekli bazı moleküllerin tıpkı sol ve sağ ellerde olduğu gibi birbirinin “ayna görüntüsü formlarında” bulunmasına atıfta bulunan “homokralite” kavramını ortaya attı. 175 yıldır yapılan araştırmalara rağmen özelliği anlaşılamamıştır.

Science Advances’te makaleleri yayınlanan başyazar Öztürk ve grubu, keşifle birlikte RNA öncül moleküllerini manyetik mineraller üzerinde kristalleştirerek yalnızca sağa veya sola kıvrılan bir sarmaldaki RNA’nın yapı taşlarını elde etmeyi başardılar.

Nobel ödüllü biyokimyacı Jack Szostak, Öztürk ve ekibinin çalışmalarını, ‘Bu gerçekten çığır açan bir keşif. Homokirallik, yaşamın başlaması için esastır ve bu yeni keşif, bu soruna çok mantıklı bir çözüm sunuyor.’ şeklinde yorumlanır.

Doğa bilimleri alanında hala cevaplanması gereken 125 sorudan birinin, genç Türk bilim adamının hayatın kökenine dair deneyleriyle cevaplanmış olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.

Bilkent Fen Fakültesi Fizik Bölümü mezunu olan ve Harvard Üniversitesi Fizik Doktora programını tamamlamanın eşiğine gelen Furkan Öztürk, soruları yanıtladı.

Doktorasının ilk iki yılında farklı bir konu üzerinde çalıştığını ancak daha sonra doktora konusunu ve danışmanını değiştirdiğini anlatan Öztürk, yaklaşık 2,5 yıldır hayatın başlangıcı üzerine çalıştığını söyledi.

Dünya’da yaşamın nasıl ortaya çıktığı ve ilk canlı hücrelerin nasıl oluştuğu bilimin cevabını aradığı en büyük muammalardan biri olduğuna işaret eden Öztürk, “Yaklaşık 4 milyar yıl önce yani yaklaşık 500 milyon yıl sonra Güneş sistemi ve Dünyamız oluştu. Oluştuktan sonra Dünya’da yaşamın ilk izlerini görmeye başladık.Başlıyoruz Peki yaşam nasıl ortaya çıktı ve hangi kimyasal ve fiziksel süreçler yaşamı tetiklemiş olabilir?Doktora çalışmamda bu sorulara açıklık getirebilecek deneysel çalışmalar yaptım. ‘ dedi.

Dünyanın en prestijli bilim dergilerinden Science’ta yer alan makalesinde ‘çığır açan keşif’ başlıklı bir dizi makalenin ilk yazarı olan Türk fizikçi Furkan Öztürk, “Araştırmam, hayatın kökeni hakkında değerli ama belirsiz bir problem üzerine. Bu sorunun adı homokirallik, yani hayatı oluşturan moleküllerin sağ veya sol-elli olması, bildiğimiz şekliyle hayatın bir özelliği.’ söz konusu.

Hayatın kökeni araştırmalarında homokiralitenin büyük bir sorun olduğuna işaret eden Öztürk, Science dergisinin 2005 yılında yayınladığı bir sayısında bu sorunu doğa bilimlerinin en büyük 125 sorunu arasında gösterdiğini söyledi.

Öztürk, yaptıkları deneylerle homokiraliteye yol açan fiziksel etkileşimin ne olabileceğini gösterdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

“Aradığımız şey kiral simetriyi, ayna simetrisini kırabilecek fiziksel bir etkileşimdi. Yaptığımız araştırmalar doğada bol miktarda bulunan manyetik minerallerin bir anlamda doğal mıknatıs özelliği taşıyan taşların bu simetrinin bozulmasına neden olabileceğini ortaya koydu. Deneylerimiz, manyetik yüzeylerin kiral moleküllerle çok güçlü bir şekilde etkileşime girdiğini ve manyetizmanın homokiralliğe yol açmış olabileceğini gösteriyor. ‘Yaşamın kökeni’ sorunu bir bulmaca gibidir ve sonuçlarımız bu büyük bulmacanın değerli bir parçasının analizine yönelik önemli bir adımdır. Duvarda bir gedik açtık ve bunun devam edeceğine inanıyorum. Bu keşifle hayatın başlangıcına dair bilmediğimiz çok değerli bir gizeme ışık tuttuk. Hayatın nasıl ortaya çıktığı, doğanın en büyük gizemlerinden biridir. Bu sorunu bir yapboz olarak düşünün. Bu yapbozun parçalarının tam olarak nereye sığacağını bilmiyoruz. Çünkü 4 milyar yıl öncesine dair elimizde çok fazla doğrudan kanıt yok. Aslında yaptığımız çalışmalarla yaşamın başlangıcının çok büyük bir bölümünü yerine oturtmuş olduk. Onun etrafında şekillenecek diğer bilgilerin ne olacağını şu anda bilmiyoruz. Ancak bu keşfin başka sorulara da yanıt bulmamızı sağlayacağına ve yaşamın kökeni hakkında farklı ipuçları vereceğine eminim. Muhtemelen diğer gezegenlerdeki olası yaşam formları hakkında bilgi verecektir. Dolayısıyla, Dünya’da yaşamın nasıl ortaya çıktığını tam olarak anlarsak, yaşamın hangi koşullar altında ortaya çıkabileceği hakkında daha fazla bilgiye sahip olacağız. Bu bilgi, Dünya dışında yaşam ararken bize rehberlik edebilir. Dolayısıyla Dünya’daki yaşamı anlamak, Dünya dışındaki başka bir yaşam formunu keşfetmemize de yardımcı olabilir. Bunu kesin olarak söylemek adettendir, ki bu zordur ama mümkündür.’

“DNA’nın keşfinden sonra yaşamın en büyük keşfi sizinki mi?” Öztürk, “Bunu ben söyleyemem. Bilim adamları takdir edeceklerdir. Böyle şeyler söylemek için çok erken. Ancak bu konu hayatın başlangıcındaki araştırmaların en büyük sorunlarından biri olarak düşünülüyordu. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. ” sözünü kullandı.

Furkan Öztürk, Harvard ve birçok üniversiteden akademisyenlerin kendisini arayarak tebrik ettiğini söyledi.

Öztürk, Harvard’da yaptığı bir konuşmayı, Türkiye’de artık biyoloji kitaplarına giren ve DNA’nın nasıl kopyalandığını keşfeden 93 yaşındaki ünlü moleküler biyolog Matthew Meselson’un izlediğini belirterek, “İyi ki iyi ki yapmışım” dedi. 93 yaşına kadar yaşadı.Sonunda bu sorunun çözümünü gördüm.’ Yorum yaptığını söyledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu